Değerli iş ortaklarımız, ziyaretçilerimiz ve kıymetli müşterilerimiz;
Milli birlik ve beraberliğimizin en yüksek seviyede tezahür ettiği, yardımlaşma ve dayanışmanın en güzel örneklerinin sergilendiği, dargınlıkların, kırgınlıkların unutularak, hoşgörü ve barışın en yoğun şekilde yaşandığı bir Kurban Bayramı’na daha erişmenin mutluluğunu yaşamaktayız. Batı İzolasyon olarak üstlenmiş olduğumuz sorumlulukların bilinciyle, ülkemizde yaşayan insanlarımıza daha refah, huzurlu ve güvenli bir ortam sağlamak için yoğun bir çaba içerisinde çalışmaktayız. Sizlerin verdiği güven ve destekle el ele vererek çok daha güzel günlere ulaşacağımızın inancıyla, tüm halkımızın ve İslam aleminin Kurban Bayramı’nı en içten dileklerimizle kutlar, bayramın tüm insanlığa huzur ve mutluluk getirmesini temenni ederiz.
19 Mayıs 1919 tarihi, Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihindeki dönüm noktalarından biridir. Atatürk’ün Samsun’a ayak bastığı tarih olan 19 Mayıs aynı zamanda “Gençlik ve Spor Bayramı” olarak kutlanmaktadır. Atatürk Millî Mücadele sıralarında Türk milletini ileri götürecek olanların ve köhnemiş fikirlere karşı gelecek olanların genç fikirler olduğunu görmüştü. Bu nedenle de “gençlik” kavramı Atatürk için ayrı bir önem taşımaktadır. Atatürk gençlerden sık sık bahsederken, yaş sınırı dışında fikri olarak gençliği yani, fikirde yeniliği ifade etmiştir. O’nun şu sözü çok anlamlıdır:“Genç fikirli demek, doğruyu gören ve anlayan gerçek fikirli demektir.” (1)
Atatürk’ün gençliğe armağan ettiği ve “Gençlik ve Spor Bayramı” olarak kutlanan 19 Mayıs tarihinin önemini daha iyi anlayabilmek için Atatürk’ün 16-19 Mayıs 1919 tarihleri arasında gerçekleştirdiği İstanbul-Samsun yolculuğunu bir kez daha hatırlamamız gerekir.
Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihindeki önemli olaylardan biri Atatürk’ün Samsun’a ayak basışıdır. TürkMilleti Birinci Dünya Savaşı sonrasında kötüleşen koşullar içinde kurtuluş çareleri ararken büyük bir lider Mustafa Kemal Atatürk ortaya çıktı ve Samsun’a ayak basarak “Kurtuluş” yolunu açtı. Dolayısıyla Atatürk’ün 16-19 Mayıs 1919 İstanbul’dan başlayan yolculuğu bir kurtuluş dönemini simgeler. Samsun’a ayak basışının taşıdığı önem Atatürk’ün Büyük Nutku’nu 19 Mayıs 1919 Samsun’a çıkışı ile başlatmasından anlaşılmaktadır ki şimdi bu yolculuğu kısaca anlatmaya çalışalım.
Samsun işgal kuvvetleri için önemli noktalardan biriydi. Stratejik bakımdan büyük öneme sahipti ve Karadeniz’den Orta Anadolu’ya açılan en rahat ve güvenilir bir kapıydı. İngilizler 9 Mart 1919 tarihinde Samsun’a askerî birlik çıkarmışlardı. Buna tepki olarak Türk Makinalı Tüfek birliğinden Hamdi adındaki bir teğmenin askerlerini alarak dağa çıkması (2)dikkatleri bu bölgeye çekti ve İngiliz Yüksek Komiserliği’nin de Türk halkının silâhlandığı konusundaki şikayetleri üzerine bu bölgeye güvenilir bir kumandanın olağanüstü yetkilerle gönderilmesine karar verildi. Bu kumandan Mustafa Kemal Atatürk’tü ve Atatürk uzun zamandan beri ülkenin içinde bulunduğu bu umutsuz duruma üzülüyor ve birşeyler yapmak içinAnadolu’ya geçmek istiyordu. Bu O’nun için bulunmaz fırsattır. İstanbul-Samsun yolculuğu öncesinde Atatürk’le Padişah Vahdettin arasında geçen konuşmayı Atatürk şöyle anlatır:(3)
“-Paşa, Paşa!… Şimdiye kadar devlete çok hizmet ettin!Bunların hepsi artık bu kitaba girmiştir (bu bir tarih kitabıdır)! Bunları unutun, dedi, asıl şimdi yapacağın hizmet hepsinden daha önemli olabilir…Paşa, Paşa…Devleti kurtarabilirsin!…,
Bu sözlerden hayrete düştüm. Acaba Vahdettin benimle içtenlikle mi konuşuyor?…O Vahdettin ki… bütün yaptıklarından pişman mı olmuştur?Aldatıldığını mı anlamıştı?Fakat, böyle bir yorum ile başka konulara girişmeyi ürkütücü saydım, kendine karşılık verdim:
-Kişiliğe güveninize ve bana bunca yüz verişinize teşekkür ederim…Elimden gelen hizmeti esirgemeyeceğime lütfen güveniniz…”
Atatürk bu konuşmada plânlarının sezilmiş olabileceği duygusuna kapılmıştı ama, O’nu bekleyen ve O’na güvenen bir“Türk Milleti” vardı.
Atatürk ile beraber 16 Mayıs 1919 Cuma günü başlayacak yolculuğa gemi kaptanı İsmail Hakkı Durusu dışında 18 kişi eşlik edecekti. Bu 18 kişinin adları şöyleydi:(4) III. Kolordu Komutanı Kurmay Albay Refet Bey (General Bele), Müfettişlik Kurmay Başkanı Kurmay Albay Manastırlı Kâzım Bey (General DIRIK), Müfettişlik Sağlık Bakanı Doktor Albay İbrahim Talî Bey (ÖNGÖREN), Kurmay Başkan Yardımcısı Kurbay Yarbay Mehmet Ârif Bey(AYICI), Karargâh Erkân-ı Harbiyesi İstihbarat ve Siyâsiyât Şubesi Müdürü Kurmay Binbaşı Hüsrev Bey(GEREDE), Müfettişlik Topçu Komutanı Topçu Binbaşı Refik Bey(SAYDAM), Müfettişlik Başyaveri Yüzbaşı Cevad Abbas(GÜRER), Kurmay Mülhakı Yüzbaşı Mümtaz (TÜNAY),Kurmay Mülhakı Yüzbaşı İsmail Hakkı (EDE), Müfettişlik Emir Subayı Yüzbaşı Ali Şevket (ÖNDERSEV), Karargâh Komutanı Yüzbaşı Mustafa Vasfi (SÜSOY), Kurmay Başkanı Emir Subayı ve Müfettişlik Kâlem Âmiri Üsteğmen Arif Hikmet (GERÇEKÇI), İaşe Subayı Üsteğmen Abdullah(KUNT), Müfettişlik İkinci Yaveri Teğmen Muzaffer (KILIÇ), Şifre Kâtibi, Birinci Sınıf Kâtip Fâik (AYBARS), Şifre Kâtibi Yardımcısı, Dördüncü Sınıf Kâtip Memduh (ATASEV).
Atatürk beraberindeki kişilerle beraber 16 Mayıs 1919 Cuma günü öğleden sonra “Bandırma” adındaki eski bir vapurla Galata rıhtımından ayrılır. 17Mayıs 1919 Cumartesi günü Bandırma Vapuru saat 21.40 sıralarında İnebolu’ya varır. 18 Mayıs 1919 Pazartesi günü beklenen yolculuğun sonuna gelinir. Yolcular Kalyon Burnu denilen yerden sandallarla Merkez iskelesine çıkarılırlar. Bu sandallardan birinin sahibi olan İsmail Yurtsever, o zaman için Atatürk’ü tanımadığını söyler,Atatürk’ü sandalda ve Samsun’da iken geniş yakalı lejyon kaputu ve başında kalpakla gördüğünü anlatır. (5)
Atatürk, İstanbul’dan başlayan ve Samsun’da sona eren yolculuk esnasında görevli bir askerdi ve giyimi de buna uygundu ancak Samsun’a ayak bastığı günden birkaç gün sonra asker değil, sivil olarak hareket edecekti.
Atatürk’ün Samsun’a çıkışında gördüğü manzara pek parlak değildi. Şehirde İngiliz işgal kuvvetleri vardı. Pontusçular sokaklarda kol geziyordu. Halk kendisini koruyamayacak durumdaydı. Atatürk bugün müze haline getirilen Hıntıka Palas’ta kaldıkları süre içinde hep bu sorunları düşündü, yolculukta geçirdiği uykusuz geceler sona ermemişti; şimdi de burada uykusuz geceler başlıyordu. Ama, O’nda ve O’nun gibi düşünenlerde bu azim oldukça hiçbir engel aşılmaz değildi.
Kısaca vermeye çalıştığımız bu yolculuk Türk Milleti için bir dönüm noktası oldu ve kurtuluşun başlangıcıydı. Millî Mücadele’yi başlatmak üzere Samsun’da Anadolu topraklarına bastığı 19 Mayıs 1919 tarihinin önemi nedeniyle de 19 Mayıs’ı Türk gençliğine armağan etti. Yazımızın başında da belirttiğimiz gibi gençlik kavramı genel anlamda fikirlerdeki yeniliği anlatmaktadır.
Atatürk“Gençler!Benim gelecekteki emellerimi gerçekleştirmeyi üstlenen gençler!Bir gün bu memleketi sizin gibi beni anlamış bir gençliğe bırakacağımdan dolayı çok memnun ve mesudum”(6)derken Türk gençliğine olan güvenini de anlatmıştır.
Atatürk’ün şu sözleri hepimiz için bir rehber olmalıdır:“Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız, bu kâfidir”(7)demiştir. Atatürk’ü anlamak, yaşadıklarını ve fikirlerini bilmekle mümkündür. Dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasında yaşanan zorlukları her zaman göz önünde tutarak, 19 Mayısları Atatürk’ün emanetine daima sahip çıkarak kutlamalıyız.
Batı İzolasyon İnşaat ailesi olarak; bu kutlu yolda seve seve canını veren, bize ilelebet yaşayacak bir cumhuriyet bırakmış olan, başta ulu önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ümüze, kahraman şehitlerimize ve gazilerimize Allah’tan rahmet diliyoruz.
Yanmazlık Sınıfı: Yapı Malzemesi (Mantolama) belirli şartlar oluşarak yangına maruz kaldığında, parçalanmak sureti ile yangına karşı gösterdiği davranışını ve o malzemenin aynı zamanda yangına karşı tepkisinin sınıflandırılmasıdır. Yani yapı malzemesinin yangına karşı göstermiş olduğu tepkiye göre yanmazlık sınıfı tespit edilmektedir.
Poliüretanlar, tüm organik materyallerin sahip olduğu karakteristik gereği yanıcıdırlar. Uygulamada emniyetli kullanım için hammaddenin içerisine “flame retardant” olarak bilinen yanmazlık sınıfını yükseltici yanmayı geciktirici katkı maddeleri “additives” kullanılması gerekmektedir. Bu katkı maddeleri az miktarda da kullanılsa maliyeti arttırıcı etkileri kaçınılmazdır. Bazı üretici firmalar nihai ürünün “B2 Yanmazlık sınıfını” (DIN 4102 PART I / EN IS0 11925-2′ ye göre) sağlayabileceği miktarlarda kullanmaktan kaçınmaktadırlar. Dolayısıyla uygun formülasyonun sağlanmaması sebebi ile nihai ürün “B3 yanmazlık sınıfına” yani kolay alevlenebilen malzeme özelliğine sahip olmaktadır. Ürün özellikleri akredite olmuş laboratuvarlarda test edilerek belgelenmelidir.
Yanmazlık sınıfı akredite laboratuvarlarının yapacağı testler sonucunda A1,A2, B1,B2,B3 ve C olarak tespit edilebilir.
A1 ve A2 yanmazlık sınıfları taşyünü,mineral yünler ve cam yünleri için geçerli olan sınıflardır. B sınıfları ise poliüretan plakalar için uygun sınıftır. Yanmazlık sınıfında A kategorisi “Alev Almaz” olarak değerlendirilmektedir. Alev almaz malzemeler ateş kaynağı uzaklaştırılmasa dahi hiçbir şekilde alevi üzerinde yürütmemektedir. B2 sınıfı malzeme “ateşe dayanıklı” olarak değerlendirilir. Alev kaynağı uzaklaştırıldığında malzeme kendiliğinden söner. Kaliteli bir malzemeden üretilmiş olan poliüretan köpük B2 yanmazlık sınıfına dahil olmalıdır. Kullanılan malzeme ile birlikte (sistem olarak) sandviç panel B1 yanmazlık sınıfında olacaktır. B2 yanmazlık sınıfındaki köpükler yanmazlık sınıfları gereği yanma ürünü olarak ortama standartların üzerinde toksik (zehirli) gaz vermeyeceklerdir. Meta Panel poliüretanı (köpük) B2 yanmazlık sınıfına dahil olup, bu özellikleri “Warrington Fire Research” tarafından belgelendirilmiştir.
Sık Sorulan Soru:
Aldığım numuneyi kendim test edebilir miyiz??
Testi kendinizde yapabilirsiniz. Basit bir yöntem ile A1/A2, B2/B3 olup olmadığını anlayabilirsiniz. Elinizdeki numuneye güçlü bir çakmak ya da pürüz gibi daha güçlü bir alev kaynağını 15 sn süre ile tutun. Daha sonra uzaklaştırın. Malzeme hala yanmaya devam ediyorsa elinizdeki malzemeyi B3 olarak nitelendirebilirsiniz. Eğer alev kaynağını uzaklaştırdıktan sonra malzeme yanmaya devam etmiyorsa, elinizdeki ürün B2 yanmazlık sınıfındadır. Test Metodu DIN 4102 Part I ya da muadili olan EN ISO 11925-2′ ye göre yapılmaktadır.
Batı İzolasyonekibinden de detaylı bir inceleme ve sunum talep edebilirsiniz.
Test metodu :
Yapı malzemelerinin yangına tepkisine göre yanmazlık sınıflamasını belirlemektir. Yapı malzemeleri direk olarak aleve maruz kaldığındaki alevlenebilirliği ölçülmektedir. Ana uygulama alanı : Yapı malzemelerinin Alman Standardı DIN 4102’ye göre B2 olarak tanımlamak amacı ile kullanılır. Yapı malzemelerinin aleve maruz kaldığındaki alevlenebilirliğini ölçme esasına dayanır. Numune test kabini içerisindeki alev kaynağının önündeki kısma yerleştirilir. Açık alev kaynağı numuneden takribi 1,5 cm uzakta olacak şekilde ayarlanır. 30 sn süre ile yapı malzemesi açık aleve maruz bırakılır. Bu süre sonunda etkilenen kısımın yüksekliği max. 12 cm olması beklenir. Daha fazla yükseklik olması durumunda malzemenin “B3 sınıfı” olarak değerlendirilir.
YANGIN YALITIMI
Yanma, oksijen ve tutuşma sıcaklığına ulaşmış bir madde ile meydana gelen kimyasal bir reaksiyondur. Bir başka deyişle yanma, yakıtların oksijenle girdikleri kimyasal reaksiyonun adıdır. Bu reaksiyon ile yanan maddenin içindeki kimyasal enerji ortaya çıkar. Meydana gelen bu enerji, ses enerjisi, ışık ve sıcaklık gibi farklı enerji formlarında kendini gösterir. Bazen maddeyi tutuşma sıcaklığına ulaştırmak için bir başka yanıcı maddeye ihtiyaç duyulur. Böyle bir durumda yangın üçgeni olarak adlandırılan 3 faktör birlikte bulunur. Bunlar; tutuşma sıcaklığı, oksijen ve yanıcı maddedir. Yangın ise, maddenin ısı ve oksijenle birleşmesi sonucunda meydana gelen yanma reaksiyonlarından kaynaklanan bir afettir. Kontrol ve istem dışı meydana gelir.
YANMA KİMYASI
Yanma kimyasal bir reaksiyondur. Reaksiyondan önce var olan maddelere “yanma işlemine girenler”, reaksiyondan sonra oluşan maddelere de “yanma sonu ürünleri (yanma işleminden çıkanlar)” denir. Genellikle C, H2, S, CO, Cc Hh gibi maddelerin saf O2 ile yanması söz konusudur. Örneğin, doğalgazın önemli bir bileşeni olan metanın yanışı ve yanma sonu ürünleri CH4 + O2 » CO2 + 2 H20 (Yanına işlemine girenler » Yanma sonu ürünleri) şeklinde olmaktadır. Yanıcı bir maddenin ve oksijenin buluşması yanma için ye-terli değildir; yanıcı maddenin sıcaklığının da tutuşma sıcaklığına getirilmesi gerekir.
YANGIN VE YAPI
Bir yangın yerinde sıcaklığın zamanla değişimi ilk 5 dakikada 555°C, 10. dakikada 660°C, 15. dakikada 720°C, 30. dakikada 820°C, 60. dakikada ise 927°C şeklinde olmaktadır. Yapı malzemesi olarak kullanılan birçok polimer ürün düşük tutuşma sıcaklığına sahiptir. Bunun yanı sıra yine yapılarda sıkça kullanılan ahşap ve türevi ürünler de 260°Cden başlayan sıcaklıklarda tutuşabilmektedir. Bu maddelerin yanması sonucu karbonmonoksit, dioksin ve furan gazları ortaya çıkar. Ayrıca söz konusu yanıcı maddelerin yanması sonucu yanıcı olarak değerlendirilmeyen yapı elemanları üzerinde ciddi tahribatlar meydana gelir. Yangına karşı yapı tasarımında yapının taşıyıcı elemanları belirli süreler için korumak bir başka deyişle göçme süresini uzatmak amaçlardan birisidir. Bu süre hem yapıyı kullananların tahliyesine hem de yangına müdahaleye zaman sağlayacaktır. Ahşap elemanların yaklaşık 20 dk boyunca yangına dayanabil-dikleri ve bu sürenin sonunda göçmenin yaşanabildiği görülmüştür.
Her ne kadar yapı taşıyıcı sistemlerini oluşturan yanmaz malzemeler alev almasalar da özellikle yapı çeliğinin ısı ile maruz kaldığı deformasyonlar sonucu taşıyıcılık nitelikleri oldukça azalır. Yapı çeliği ısıyı iyi ileten bir malzeme olarak ısıl yükler-den çok kolay etkilenir. Üzerinde kalıcı deformasyonlar meydana gelebilir ve bu deformasyonlar düğüm noktalarında ötelenmelere ve hesap edilmemiş kuvvetlere neden olur. Çelik 350°C de taşıyıcılığının %33’ünü, 500°C’de %50’sini ve 700°C’de %80’ini kaybeder. 640°C’ye gelmiş bir çelik elemanın boyu yaklaşık %1 uzamaktadır. Bu nedenle çelik yapılarda göçme riski daha yüksektir.
Benzer bir durum betonarme yapılar için de geçerlidir. Bir yapıdaki yangın en çok 1093°C olabilmekte genellikle de 815°C’yi geçmemektedir. Çeliğin erime noktası ise 1450°C’dir. Yangın hâlinde meydana gelen ısıl yüklemeler ve taşıma gücündeki kayıp sonucu çelik 550°C’de statik hesaplar açısından kritik noktaya gelir. Bu sıcaklığın üzerine çıkması halinde çelik üzerinde kalıcı deformasyonlar oluşur. düğüm noktalarında meydana gelecek plastik şekil değiştirmeler ile çökme yaşanır. Her ne kadar pas payı koruyucu bir faktör olarak bulunsa da yapı elemanının bu sıcaklığa ulaşmaması yangın riski ve önlemleri çalışmalarında göz önüne alınmalıdır.
TEMEL YANGIN YALITIM MALZEMELERİ
Yangın yalıtımında, yapı elemanlarının meydana gelen sıcaklığa ve ısıl yüke dayanımlarının arttırılması hedeftir. Yangın yalıtımında meydana gelen ısıya yangın sonuna kadar dayanacak yapı ve yalıtım elemanları tasarlanabileceği gibi, yapıdaki insanların ve/veya eşyaların tahliyesine yetecek süre dayanacak yapı ve yalıtım elemanları da tasarlanabilmektedir. Yapı malzemelerinin yangına dayanım durumlarına göre sınıflandırılması sonucu aşağıdaki tablo oluşmuştur.
A1 Sınıfı : Kum, çakıl, alçı, beton, tuğla, seramik, cam yünü, taş yünü, perlit.
A2 Sınıfı : Organik bağlayıcılı cam yünü ve taş yünü.
B1 Sınıfı : Alçı-karton plaka, çimentolu odun talaşı, yanma geciktiricili katkılı polistiren ve poliüretan köpük.
B2 Sınıfı : Ahşap, silikon derz dolgusu, polistiren ve poliüretan köpük.
B3 Sınıfı : Ahşap talaşı, kağıt vb.
Yangın yalıtımının içerden yapılan bir yalıtım olması nedeniyle kullanılan yalıtım malzemelerinin yapının kullanım şeklini etkilemeyecek görsel ve fonksiyonel özelliklerde olması gerekmektedir. Yalıtım kaplaması nedeniyle ortaya çıkan hacim daralmaları, yapı elemanlarındaki boyut artışı, yüzeylerdeki kaplama mukavemeti gibi sonuçlar göz önüne alınmalıdır. Yangın yalıtımında en sık karşılaşılan yalıtım ürünleri taş yünü ve cam yünüdür. Bu ürünler genel olarak meydana gelen ısının yapı elemanına verdiği ‘zararı önleyebilmektedir. Ancak iç mekânda kullanım zorlukları nedeniyle son dönemlerde yerlerini boya ve emprenye ürünlerine bırakmaya başlamışlardır. Bu ürünler genel olarak tahliye için gerekli zamanın kazanılması amacıyla kullanılırlar.
TAŞYÜNÜ YANGIN YALITIM MALZEMELERİ
Taş yünü piyasada bağlayıcılı ve bağlayıcısız olarak bulunur. Dökme diye tabir edilen taş yünü bağlayıcısız iken belli formlar kazandırılmak için eklenen bağlayıcılar ile üretilenler plak formundadır. Taş yünü bağlayıcısız hali ile 750°C, organik bağlayıcılı olarak 650°C sıcaklığa kadar dayanabilir. En sık kullanılan yangın yalıtım malzemesi olan taş yünü “Büyük kısmı yanmaz malzemeler” olan A2 yangın dayanımı sınıfındadır. Depo, hava kanalları, galeriler gibi temas veya kullanım süresinin düşük olduğu alanlarda açık olarak kullanılabilirken yaşam alanlarında alçı levhalar gibi yanmaz ürünler ile kaplanarak kullanılması uygundur.
En iyi yangında koruyucu maddeler arasında gelir. A1 sınıfı malzeme olup 1000 °C’ye 121 dakika dayanmaktadır. Hemen hemen her alanda kullanılır. Yazın sıcaktan kışın soğuktan korur. Piyasada bir çok mineralli sıva bulunmaktadır. Petrokimya ürünü olmayan doğal mineraller ve çelik elyaflarla beslenmiş nefes alabilen sıvalar tercih edilmelidir. Mineralli Sıva yazımızı inceleyebilirsiniz!
CAM YÜNÜ YANGIN YALITIM MALZEMELERİ
Cam yünü de taş yünü gibi A2 sınıfı yangın dayanımına sahip bir üründür. Ancak cam yünü bağlayıcısız hali ile 550°C, organik bağlayıcılı (bakalit) olarak 250°C sıcaklığa kadar dayanabilir. Yaşam alanlarında cam yününün de taş yünü gibi yanmaz plaklarla kaplanarak kullanılması gerekmektedir
YANMAZ BOYALAR
Yanmaz boyalar ve emprenyeleme ürünleri yangının yapı elemanı üzerindeki etkisini geciktirmek amacıyla kullanılabilen ürünlerdir. Kimyasal yapısındaki farklılıktan ya da uygulama kalınlığından kaynaklı olarak yapı elemanının yangın dayanımı 30, 60; 90 ya da 120 dk’ lık sürelerde korumasını sağlar.
Yanmaz boya uygulamaları genellikle çelik yüzeylerde tercih edilmektedir. Emprenye uygulamaları ise ahşabın yangın dayanımını arttırmak için kullanılmaktadır. Yangına dayanıklı boyalar yangın sırasında şişerek hacimleri artar. Bu hacim artışı ile yalıtım katmanı elde edilmiş olur. Hacimdeki bu artış için belli bir süre gereklidir. Boya kullanarak yangına karşı koruma ev tipi yangın olarak adlandırılan selülozik yangınlara karşı etkilidir. Ancak akaryakıt yangınları gibi hidrokarbon yangınlarında hızla ısı artışı yaşandığı için boyalardaki tepki süresi yetersiz kalmakta ve yeterli koruma sağlayamamaktadırlar.
TEMEL YANGIN YALITIMI UYGULAMA KURALLARI VE DETAYLAR
Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik ile mimari ve statik tasarıma temel teşkil edecek büyüklükler ve detaylar belirlenmiştir. Yangına dayanıklı yapı tasarımı birçok parametreye bağlı olarak ele alınan bir konudur. Yapı elemanlarının üretildiği malzemenin seçimi veya yapı elemanlarını koruyan yalıtım malzemesinin tercihi yangın yalıtımında bir bölümdür.
Diğer bölüm ise yapı elemanlarının tasarımı ve yapıdaki hacimlerin boyutlarının belirlenmesidir. Daha çok mimari tasarımla birlikte anılan ikinci kısım kaçış hollerinin ya da merdivenlerin genişlikleri, çıkış kapılarının hacimlere olan uzaklıkları, yangın merdivenlerinin konumlanışı ve bunların yapıdaki pozisyonlandır. Bu tasarımların amacı yangın anında, kaçışları ve taşımayı sağlayacak zamanı sağlamaktır.
Yapı malzemelerinin yangına tepki sınıflarının belirlenebilmesi için özet tablo
Test Metodları
Yangına Tepki Sınıfı
E
D,C,B
A2
A1
EN ISO 1182
(Yanmazlık Testi Yanmazlık Testi)
Yanmazlık Testi
Yanmazlık Testi
veya
ve
EN ISO 1716
(Kalorofik Potansiyel Testi- PCS )
PCS
PCS
TS EN 13823
(Tek Alev Başlıklı Test-SBI)
SBI
SBI
TS EN ISO 11925-2 (Küçük Alev Testi)
Tutuşabilirlik 15 sn
Tutuşabilirlik 30 sn
TS EN ISO 11925-2: Küçük Alev Testi (SFI) : 15 yada 30 saniye örnek numunenin köşe yada yüzeyinden çakmak büyüklüğündeki ateş kaynağının uygulanmasını simule eden test yöntemidir.
İç Anadolu Profesyonel uygulayıcısı olduğumuz Mantosür Yalıtım Sıvası
Dış cephelerde hiç bir malzemenin yanmaması gerekiyor
İZODER Başkanı Levent Pelesen: Son dönemde meydana gelen ve dış cephelerde yayılan yangınlarda hatalı malzeme seçimleri önemli rol oynuyor.
Yalıtım konusunda kamuoyu ve sektörü bilinçlendirmeyi amaç edinen İZODER, Trabzon’daki üniversite binasında meydana gelen yangın ile ilgili açıklama yaptı. İZODER Başkanı Levent Pelesen, “Son dönemde meydana gelen ve dış cephelerde yayılan yangınlarda hatalı malzeme seçimleri önemli rol oynuyor” dedi.
Yakın dönemde rezidans, hastane, konutlarda yaşanan ve son olarak 12 Mart 2019 tarihinde Trabzon’da bir üniversitede çıkan yangının ardından, İZODER (Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği) tarafından bir açıklama yapıldı. İZODER Yönetim Kurulu Başkanı Levent Pelesen, “Son zamanlarda ticari yapılar başta olmak üzere tercih edilen en yaygın uygulamalardan biri de giydirme cephe uygulamalarıdır. Bu detaylarda genellikle binaya estetik görüntü veren dış cephe kaplamaları, dış duvar ile arasında havalandırma boşluğu kalacak şekilde cepheye asılıyor. Yangın güvenliği açısından bakacak olursak, bu havalandırma boşluğunun, yangınlarda baca etkisi yaparak alevlerin cephede hızlıca yayılmasına sebebiyet verebildiği biliniyor. Dolayısıyla bu detaylarda yanıcı ürünlerin kullanılmaması gerekiyor” diye konuştu.
Son zamanlarda bazı yangınların kamuoyunun gündeminde olduğunu belirten Levent Pelesen, cephelerde çok hızlı yayıldığı ifade edilen tüm yangınları incelediğimizde bu binalarda bu baca etkisine sebebiyet veren giydirme cephe detaylarının kullanıldığını görüyoruz. Çok çeşitli estetik çözümler sunulabilen giydirme cephe detayları giderek yaygınlaşıyor. Ülkemizdeki mevzuat, bu tür havalandırmalı giydirme cephe detaylarında yalıtım malzemeleri de dahil olmak üzere hiçbir malzemenin yanmaması gerektiğini ifade ediyor. Ancak bilgi eksikliği ve ekonomik gerekçeler ile havalandırmalı giydirme cephe detaylarında yanıcı malzemeler tercih edilerek estetik kaygıların yangın güvenliğinin önüne geçtiği uygulamalar sürdükçe bu tür yangınlar ile karşılaşılması olasılığı hep olacaktır” dedi.
Batı İzolasyon olarak gelişen teknoloji ve bilim ışığında yangına dayanıklı, hatta yanmayan yalıtım yapıyoruz. Biz keşif yapmadan lütfen karar Mantolama kararı vermeyiniz.
Yangın İlk beş dakikadan sonra yaklaşık 500 ºC’ye,
10 dakika sonra yaklaşık 600 ºC’ye,
15 dakika sonra yaklaşık 700 ºC’ye
30 dakika sonra yaklaşık 800 ºC’ye çıkar.
800ºC’den sonra yavaş yavaş yükselmeye devam eder ve binalar 8 kattan yüksekse bu süre daha hızlı gerçekleşir.
Yangında Yüksek sıcaklığın insanlarda etkisi;
Proteinler pıhtılaşmaya başlar,
Kan basıncının artması ile hayati organlarda iç kanamalar oluşabilir.
Kalbin ritmik temposu bozulur, aşırı su kaybı, solunum sıkışması ve zorluğu meydana gelir. Bunların sonucu yine ölümdür.
İnsan vücudu ve solunum sistemleri yangına;
65 ºC derece sıcaklığa sınırlı bir süre,
120 ºC derece sıcaklığa 15 dakika
143 ºC derece sıcaklığa 5 dakika
177 ºC derece sıcaklığa 1 dakika dayanabilir.
Asansör işletme ve bakım yönetmeliği resmen yürürlüğe girdi
Yönetmelik kapsamında asansörü monte eden, yetkili servis ve bina yöneticilerinin bazı sorumlulukları alması gerekiyor.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın Asansör İşletme ve Bakım Yönetmeliği Resmi Gazete yayımlanarak yürürlüğe girdi.
Sadece yönetmeliğin 13’üncü maddesinin 12’inci fıkrası olan “Yetkili servis kendisi tarafından asansöre verilen bakım, onarım ve servis hizmeti ile ilgili olarak mesleki hata ve/veya ihmaller nedeniyle bina sorumlusunun ve diğer üçüncü şahıslar tarafından ileri sürülecek zarar ve ziyan taleplerini karşılamak üzere en az 500.000 TL tutarında mesleki sorumluluk sigortasını yaptırır. Bir sonraki yıl için geçerli sayılacak olan mesleki sorumluluk sigortasının değeri, 213 sayılı Kanun hükümleri uyarınca o yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranı kadar arttırılır.” maddesi 12 ay sonra yürürlüğe girecek.
Yönetmelik, insanların, insan ve yüklerin veya sadece yüklerin taşınmasında kullanılan asansörlerin, insan can ve mal güvenliğini tehdit etmeyecek şekilde kullanımlarını sağlamak ve çevreyi korumak üzere tescili, işletilmesi, bakımı, garanti ve satış sonrası hizmetleri ile hizmet denetimi ve mevcut asansörlerin iyileştirilmesiyle ilgili uyulması gereken kuralları belirliyor.
YEŞİL ETİKET YOKSA TESCİL EDİLMEYECEK
Yönetmeliğe göre, tescil aşamasından önce asansör yaptırıcısı tarafından Asansör Periyodik Kontrol Yönetmeliğine göre ilk periyodik kontrolü yaptırılmayan ve yeşil renkli bilgi etiketi iliştirilmeyen asansör, ilgili idare tarafından tescil edilmeyecek.
Asansörlerin bakımı için sözleşme imzalanacak ve asansörün kimlik numarası ve açık adresi bu sözleşmeye eklenecek.
Asansörün bakımı ise yağlama ve temizlemeyi, kontrolleri, kurtarma çalışmalarını, ayarlama işlemlerini, kullanıma veya yıpranmaya bağlı olarak meydana gelebilen bileşen onarımını veya değişimini kapsıyor.
MONTAJ YAPAN 3 YIL PARÇA TEMİN ETMEKLE YÜKÜMLÜ
Asansör monte eden kişi ya da kurum, piyasaya arz ettiği her tip ve özellikteki asansör için yedek aksam ve parçayı yönetmeliğe göre en az üç yıl süreyle temin etmekle yükümlü olacak.
KAZA SORUMLULUĞU FİRMAYA AİT
Bakım esnasında, bakım ve onarım işlerinden kaynaklı nedenlerle gerek teknik bakım ve onarım personelinin gerekse bakımla ilgisi bulunmayan kişi/kişilerin yaralanmasına veya ölümüne neden olabilecek ihmallere dair sorumluluk, bina sorumlusunun bakım sözleşmesi imzaladığı asansör monte eden veya onun yetkili servise ait olacak.
KIRMIZI ETİKETLİ ASANSÖRLER HİZMET VEREMEYECEK
Periyodik kontrol neticesinde güvensiz olarak tanımlanan ve kırmızı renkli bilgi etiketi iliştirilen asansöre, kusurlu, hafif kusurlu veya kusursuz hale getirilinceye kadar bakım hizmeti sunulmayacak. Güvensiz olma durumundan, kusurlu duruma geçen ve periyodik kontrol tarihi başlangıç kabul edilerek yüz yirmi gün içerisinde hafif kusurlu veya kusursuz hale getirilmeyen asansöre de söz konusu sürenin sona erdiği zaman itibarıyla bakım hizmeti sunulması yasaklandı. Asansör monte eden veya onun yetkili servisi bu süreler zarfında bina sorumlusundan aylık bakım ücreti talep edemeyecek.
YETKİLİ SERVİS DIŞINDA MÜDAHALE YASAK
Bina sorumlusu tarafından bakım sözleşmesi yapılan asansörü monde eden veya onun yetkili servisi dışındaki üçüncü kişiler asansöre müdahale edemeyecek.
GARANTİ SÜRESİ 3 YIL
Asansör monte eden tarafından piyasaya arz edilen her asansör, piyasaya arz edildiği tarih itibarıyla en az üç yıl süre ile garanti altına alınacak. Garanti süresince değiştirilen parçalar da 2 yıl süre ile garanti altında bulunacak. Garanti süresi dahilinde tamir süreci 15 günü aşamayacak.
BİNA YÖNETİCİLERİNİN SORUMLULUKLARI
Asansörlü binada yönetici olan kişiler asansörün bakımını yaptırmak ve bakım ücretini ödemekle yükümlü hale getirildi. Yönetmelikte binalarda engellilerin kullanabileceği asansörün sürekli aktif halde tutulması zorunluğu da yer aldı.
Yönetici, asansörde sorun tespit ettiğinde asansörün kullanılmasını engelleyecek ve güvenlik tedbirlerini almakla yükümlü olacak.
İDARİ PARA CEZASI GELİYOR
Yönetmeliğe aykırı hareket eden asansörü monte eden, yetkili servis, bina sorumlusu veya kat malikleri 1705 sayılı Kanunun 6’ncı maddesinde öngörülen “Beşyüz Türk Lirasından yirmi bin Türk Lirasına kadar idarî para cezası” verilecek.
Ancak bina sorumlusuna veya kat maliklerine geçici 1 inci maddede belirtilen tescil işlemini yaptırmadığından dolayı birinci cümlede ifade edilen idari para cezası uygulanmayacak. İdari para cezaları kesildikleri tarihten itibaren 1 ay içinde ödenmesi gerekiyor.
Tüm soru ve görüşleriniz için bize yazmaktan çekinmeyiz. İLETİŞİM
Öncelikle belirtmeliyiz ki kanun nezdinde olmasa bile bir uzman tarafından işin başlangıcından akışına kadar değerlendirilmesi her zaman faydalıdır. Yasa gereği İş Güvenliği Uzmanı zorunlu olmasına rağmen, pek çok firma tarafından bu olgu atlanmakta ve onlarca ölümlü kaza meydana gelmektedir.
9. Madde der ki; “bir İş Güvenliği Uzmanı; çalışma ortamı gözetimi, rehberlik, risk değerlendirmesi, eğitim, kayıt, bilgilendirme ve ilgili birimler ile işbirliği içide çalışmalar yapmakla yükümlüdür.”
İş güvenliği uzmanları, aşağıda belirtilen görevleri yerine getirmekle yükümlüdür:
a) Rehberlik;
1) İşyerinde yapılan çalışmalar ve yapılacak değişikliklerle ilgili olarak tasarım, makine ve diğer teçhizatın durumu, bakımı, seçimi ve kullanılan maddeler de dâhil olmak üzere işin planlanması, organizasyonu ve uygulanması, kişisel koruyucu donanımların seçimi, temini, kullanımı, bakımı, muhafazası ve test edilmesi konularının, iş sağlığı ve güvenliği mevzuatına ve genel iş güvenliği kurallarına uygun olarak sürdürülmesini sağlamak için işverene önerilerde bulunmak.
2) İş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili alınması gereken tedbirleri işverene yazılı olarak bildirmek.
3) İşyerinde meydana gelen iş kazası ve meslek hastalıklarının nedenlerinin araştırılması ve tekrarlanmaması için alınacak önlemler konusunda çalışmalar yaparak işverene önerilerde bulunmak.
4) İşyerinde meydana gelen ancak ölüm ya da yaralanmaya neden olmayan, ancak çalışana, ekipmana veya işyerine zarar verme potansiyeli olan olayların nedenlerinin araştırılması konusunda çalışma yapmak ve işverene önerilerde bulunmak.
b) Risk değerlendirmesi;
1) İş sağlığı ve güvenliği yönünden risk değerlendirmesi yapılmasıyla ilgili çalışmalara ve uygulanmasına katılmak, risk değerlendirmesi sonucunda alınması gereken sağlık ve güvenlik önlemleri konusunda işverene önerilerde bulunmak ve takibini yapmak.
c) Çalışma ortamı gözetimi;
1) Çalışma ortamının gözetiminin yapılması, işyerinde iş sağlığı ve güvenliği mevzuatı gereği yapılması gereken periyodik bakım, kontrol ve ölçümleri planlamak ve uygulamalarını kontrol etmek.
2) İşyerinde kaza, yangın veya patlamaların önlenmesi için yapılan çalışmalara katılmak, bu konuda işverene önerilerde bulunmak, uygulamaları takip etmek; doğal afet, kaza, yangın veya patlama gibi durumlar için acil durum planlarının hazırlanması çalışmalarına katılmak, bu konuyla ilgili periyodik eğitimlerin ve tatbikatların yapılmasını ve acil durum planı doğrultusunda hareket edilmesini izlemek ve kontrol etmek.
ç) Eğitim, bilgilendirme ve kayıt;
1) Çalışanların iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerinin ilgili mevzuata uygun olarak planlanması konusunda çalışma yaparak işverenin onayına sunmak ve uygulamalarını yapmak veya kontrol etmek.
2) Çalışma ortamıyla ilgili iş sağlığı ve güvenliği çalışmaları ve çalışma ortamı gözetim sonuçlarının kaydedildiği yıllık değerlendirme raporunu işyeri hekimi ile işbirliği halinde EK-2’deki örneğine uygun olarak hazırlamak.
3) Çalışanlara yönelik bilgilendirme faaliyetlerini düzenleyerek işverenin onayına sunmak ve uygulamasını kontrol etmek.
4) Gerekli yerlerde kullanılmak amacıyla iş sağlığı ve güvenliği talimatları ile çalışma izin prosedürlerini hazırlayarak işverenin onayına sunmak ve uygulamasını kontrol etmek.
d) İlgili birimlerle işbirliği;
1) İşyeri hekimiyle birlikte iş kazaları ve meslek hastalıklarıyla ilgili değerlendirme yapmak, tehlikeli olayın tekrarlanmaması için inceleme ve araştırma yaparak gerekli önleyici faaliyet planlarını hazırlamak ve uygulamaların takibini yapmak.
2) Bir sonraki yılda gerçekleştirilecek iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili faaliyetlerin yer aldığı yıllık çalışma planını işyeri hekimiyle birlikte hazırlamak.
3) Bulunması halinde üyesi olduğu iş sağlığı ve güvenliği kuruluyla işbirliği içinde çalışmak,
4) Çalışan temsilcisi ve destek elemanlarının çalışmalarına destek sağlamak ve bu kişilerle işbirliği yapmak.
Batı İzolasyon tüm güvenlik tedbirlerini sağladıktan sonra tüm şantiye alanına ve çalışanlarına All Risk Sigortası yaptırarak mal ve ya can kaybına yönelik tedbirleri güçlendirmek için çalışır.
Apartman Yöneticisinin Görevleri Nelerdir Hangi Kanunlara Sorumludur?
Apartman yöneticiliği kimisine göre zor, kimisine göre doğru yapıldığı taktirde kolay bir iş olarak görünmektedir. Apartman Yöneticileri genel anlamda binanın genel yönetim işleriyle ilgilenen, bina defterini tutan ve gerekli belgelerin saklamasından sorumlu kişidir. Daire sayısı az olan apartmanlarda bir kişi yönetici görevini üstlenirken fazla daire sayısına sahip olan apartmanlarda ise profesyonel yönetim şirketleri yönetici görevini üstlenmektedir.
Apartman yöneticilerinin görev ve sorumlulukları 634 Sayılı Kat Mülkiyet Kanunu kapsamında tanımlanmıştır. Öncelikle yönetici olan birinin yetki alanlarını öğrenmesi için mutlaka kanunu okuması gereklidir. Hatta sadece yönetici değil diğer bina sakinlerinin de yetkilerini ve haklarını öğrenmesi açısından okuması faydalı olacaktır.
Mutlaka her apartmanın noter onaylı bir defterinin olması gerekir. Yöneticinin görevi defteri toplantılarda alınan kararları, ihtar ve tebligatların özetini, tüm giderleri tarih sırasıyla giderlerin belgeleriyle birlikte doğru şekilde kaydetmesi zorunludur.
Ayrıca fatura, makbuz ve diğer belgeleri saklaması gerekmektedir.
İşletme projesi yapılması yöneticinin bir diğer görev ve sorumluluğu arasında yer alır. Kat malikleri kurulunda kararlaştırılan bir işletme projesi yoksa yöneticinin hemen bir proje oluşturması gerekmektedir.
Projelerin nasıl oluşturulmasıyla ilgili detaylı bilgiyi 634 Sayılı Kat Mülkiyet Kanununda bulabilirsiniz.
Yöneticinin diğer sorumlulukları arasında Kat Mülkiyeti Kanununda belirtildiği üzere “yönetici kat maliklerine karşı tıpkı bir vekil gibi sorumludur”. Bu nedenle yönetici kat maliklerine hesap vermekle yükümlüdür. Konuyla ilgili kafanıza takılan her türlü sorun için bizimle iletişime geçebilir, aşağıya yorumda yazabilirsiniz.
[adinserter block=”3″]
Site / Apartman Yöneticiliğini Üstlenmeden Önce Bilinmesi Gereken Kanunlar
Aşağıda listelenen kanunlara tıklayarak içeriklerine ulaşabilirsiniz. Kanunların bazı maddelerinde yapılan güncellemeleride BURADAN konu başlıklarını aratıp, Kanunun Önceki Metinlerini Görmek İçin Tıklayınız…butonuna tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Enerji kimlik belgesi bir çok kurum ve kuruluş tarafından gerekli şartları sağladığınızda ücret karşılığında temin edebileceğiniz bir evraktır. Isı yalıtımınız yoksa bile Enerji Kimlik Belgesi almak zorundasınız.
ENERJİ KİMLİK BELGESİ (EKB)
Ülkemizdeki binaların enerjiyi daha verimli kullanmaları yolunda gerek Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın gerekse Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın ilgili birimlerinin oldukça yoğun çalışmaları bulunuyor.
2007 yılında yayınlanan “Enerji Verimliliği Kanunu” ve 2008 yılında yayınlanan “Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği” ile yeni yapılan binalar 1 Ocak 2011 tarihinden itibaren zorunlu olarak Enerji Kimlik Belgesi (EKB) almaya başladı. Mevcut binalara ise 1 Ocak 2020 yılına kadar Enerji Kimlik Belgesi alma zorunluluğu getirildi.
BUGÜNE KADAR 180.250 ENERJİ KİMLİK BELGESİ VERİLDİ
Enerji Kimlik Belgesi yeni binaların belediyelerden yapı kullanma izni alması aşamasında zorunlu tutulduğu için, şimdiye kadar yaklaşık 180.250 adet Enerji Kimlik Belgesi düzenlendi. Mevcut binaların Enerji Kimlik Belgesi alması 2020 yılı itibari ile zorunlu olmasından dolayı bu belge, 7.820 mevcut bina için düzenlendi.
Yeni binaların Enerji Kimlik Belgesi alabilmesi için en az “C Sınıfı” olması şartı aranırken, 2012 yılında Resmi Gazete’de yayınlanan Enerji Verimliliği Strateji Belgesi’ne göre mevcut binaların neredeyse tümünün 2023 yılına kadar en az “C Sınıfı” olması hedefleniyor. Ülkemizdeki binaların yaklaşık %85 ‘nin ısı yalıtımı içermediği göz önünde bulundurulursa, önümüzdeki 10 yıllık süreçte tüm binaları ısı yalıtımı yapılmak sureti ile enerji verimliliklerini arttıracakları ve bu sayede de enerjiden tasarruf yapacakları öngörülüyor.
MEVCUT BİNALAR NEDEN ENERJİ KİMLİK BELGESİ ALMALI ?
Isı yalıtımı ile sağlanan yakıt tasarrufu ve ısı yalıtımı sonrası alınmış Enerji Kimlik Belgesinin binanın değerine sağladığı katkı göz önünde bulundurulursa, mevcut binalara önce ısı yalıtımı yapılması, ardından da Enerji Kimlik Belgesi alınması hem binaya değer katacak hem de kış aylarında doğalgaz maliyetini düşürecektir. Isı yalıtımı olmayan bir binaya Enerji Kimlik Belgesi almanın tek faydası, ısı yalıtımı öncesi alınacak apartman/site yönetiminin kararında, binanın enerjiyi ne kadar verimsiz kullandığının belgelendirilmesi ve çoğunluk kararının alınmasını kolaylaştırmasıdır. Isı yalıtımı öncesi durumu bilmek elbette ısı yalıtımının sağladığı katkıyı görmek açısından önemlidir, ancak unutulmamalıdır ki, ısı yalıtımı sonrası Enerji Kimlik Belgesinin yenilenmesi gerekecektir ve bu ek maliyet demektir. Bu sebeplerden dolayı, izlenmesi gereken en doğru yol, önce ısı yalıtımı yaptırmak ve ardından Enerji Kimlik Belgesi almaktır.
BATI İZOLASYON EKB DANIŞMANLIĞINDA DA HİZMET VERMEKTEDİR.
Batı İzolasyon, EKB uygulamasının en sağlıklı ve yasal düzenlemelere uygun şekilde hayata geçirilmesi noktasında sektöre büyük katkı yapmaya devam etmektedir. Bu süreçte Batı İzolasyon yapıların mevcut enerji verimlilik sınıfını belirleyip, gerekli fizibilite çalışmalarını gerçekleştirerek binaların hangi sınıfta yer alacağını daha uygulama başlamadan tespit etmekte ve bir üst sınıfta olabilmek için gerçekleştirilmesi gereken teknik gereklilikler hususunda apartman yönetimlerine danışmanlık hizmeti vermektedir.
İzolasyon sektöründe bugüne kadar pek çok profesyonel çalışmaya imza atmış olan Batı İzolasyon, EKB gibi ulusal bir hedef haline gelmiş böylesine bir konuda da öncü rolünü sürdürmeye devam etmektedir. Özellikle Ankara, İstanbul, İzmir gibi Türkiye’deki konut stoğunun çok önemli bir kısmını barındıran dünyanın sayılı metropollerinde, bugüne kadar sağladığı EKB danışmanlığı hizmetine de getirdiği doğru ve etkin çözümlerle 260’ün üzerinde site ve binanın EKB sahibi olmasını sağlayarak Binalarda Enerji Performansı (BEP) konusunda ülkemize büyük katkı sağlamıştır. EKB Danışmanlık Hizmeti sadece mantolama uygulamaları ile değil, strafor kalınlığı / Mineral sıva kalınlığı başta olmak üzere yapının birçok detayını inceleyerek ve iyileştirme çalışmalarını yürüterek sürdürülmektedir.
Örnek EKB
Mantolama konusunda Batı İzolasyonu tercih eden değerli müşterilerimize, Enerji Kimlik Belgesi ücretsiz olarak sunulmaktadır.
Sahip olduğunuz Enerji Kimlik Belgesi’nin geçerliliğini BURADAN sorgulayabilirsiniz.
Ücretsiz Keşif için bizimle iletişime geçebilirsiniz. ÜCRETSİZ KEŞİF
Çanakkale Zaferi’nin 104. Yıl yıldönümünde başta Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere kahraman şehit ve gazilerimizi büyük bir minnetle yâd ediyoruz. #ÇanakkaleGeçilmez!
Yapılarınızda ısı yalıtımı yaptırmak için, yapı sahibinin / konut yöneticileriyle kat maliklerinin birlikte aldığı ısı yalıtım kararından daha önemlisi, beklentilerinizi karşılayabilecek profesyonel mantolama firmasına karar vermektir.
Yalıtım sektörü günden güne büyümekle birlikte malzeme üreticilerinin ve mantolama firmalarının sayısının da artması ve bu rekabetin bina sahiplerine yansıması büyük önem arz etmektedir. Fiyat odaklı düşünen mantolama firmaları standartlara uygun olmayan ve işinin ehli olmayan düşük ücretli uygulama personeli ile mantolama yapan firmalar, konut sakinlerine hem maddi hem de manevi zarar vermektedir. Yalıtım yaptırarak yakıt giderlerinden tasarruf etmek, daha güvenli ve konforlu binalarda yaşamak isteyen daire sakinleri hayal kırıklıklarına uğramaktadır.
Batı İzolasyon işlevsel, estetik ve yenilikçi çözümleriyle yalıtım sektörünün öncü firmalarından olmakla beraber, insanların manevi değeri en yüksek olan varlıkları olan yuvalarının, daha güvenli, estetik ve tasarruf sağlayan yapılara dönüşmesi için, çağın son teknolojik gelişmelerine uygun çözümleri, yaşadığı çevrenin ekolojik yapısını da göz önünde bulundurarak hayata geçiren ve en değerli ortakları olarak gördüğü çalışanlarının gelişimine ve memnuniyetine önem vererek iş süreçlerini tasarlayan, bu eşsiz iş tasarımıyla dokunduğu tüm yapıları daha değerli hale getiren ve bu değeri tüm çevresine ve müşterilerine yansıtmayı misyon edinen bir mantolama firmasıdır.
Batı İzolasyon her şeyi yazılı olarak taahhüt eder ve işimizin ilk aşaması budur. “Söz uçar, yazı kalır”
Doğru firmayı seçerken;
Öncelikle iyi bir alt yapı ve teknik kadroya sahip, hiçbir işi eksik bırakmamış, referans verebilecek, uygulama hakkında tam bilgiye sahip, uygulama ve iş güvenliği alanında eğitimli ekipleri olan mantolama firmaları tercih edilmelidir.
Türkiye’de yalıtım sektörünün lokomotifi konumunda bulunan İZODER, Türkiye’nin en geniş kapsamlı akredite yalıtım laboratuvarları konumunda olan Test Belgelendirme Araştırma ve Geliştirme Tic. A.Ş. (TEBAR) bünyesinde kurduğu Personel Belgelendirme Merkezi, Mesleki Yeterlilik Kurumu’ndan aldığı yetki ile yalıtım ustalarını ısı,su,ses ve yangın yalıtımı uygulamalarından sınava tabi tutarak sertifika vermeye başlamıştır, uygulamacı mantolama şirketinin İZODER üyesi olması ve personeline eğitim aldırmış olması, yapılacak yalıtım uygulamasının sıhhati açısından büyük önem taşımaktadır.
Uygulamayı yapan mantolama şirketleri yaptığı işin arkasında durabilmelidir. Hem işçiliğe hem de kullanılan malzemeye tedarikçi ve kendisi en az 5 sene garanti verebilmelidir. Standartlara uygun ve üreticinin garanti verdiği mantolama malzemeleri kullanılmalıdır. Batı İzolasyon uygulama yaptığı her projede kullandığı malzemenin fabrikası tarafından sürekli denetimlere tabi tutulmakta olup, proje tamamladığında ilgili fabrikalarında garantisinden faydalanmaktasınız.
Uygulamaya başlanmadan önce sözleşme imzalanmalı ve işin tüm şartları detaylı olarak imzalanan sözleşmede belirtilmelidir.
Binada keşif yapmadan ezbere fiyat veren firmalar yerine binayı yerinde inceleyen ve buna göre en doğru fiyatları veren firmalar tercih edilmelidir.
Bazı firmaların mali yapıları işi tamamlayabilecek güçte olmayabilir, aday firmaların mali yapıları incelenmeli ve işin büyüklüğüne göre mutlaka teminat istenmelidir.
Tüm soru ve görüşleriniz için bize yazmaktan çekinmeyiz. İLETİŞİM